Paylaş
14 Ağustos 2001’de AK Parti’nin kuruluşunun açıklandığı Bilkent Oteli’ndeki toplantıdaydım.
Erdoğan kürsüye çıkmış ve “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” demişti.
O gün Bilkent Oteli’nin salonlarında söylenen o söz gerçek oldu.
Türkiye’de “sessiz bir devrim” gerçekleşti. Demokrat Parti’nin, “Yeter söz milletindir” sloganını AK Parti hayata geçirdi. Askeri vesayeti tasfiye edip, darbeler dönemini sona erdirip, milleti sistemin öznesi haline getirdi.
AK PARTİ’Yİ MİLLET KURDU
Erdoğan, AK Parti’nin kuruluşunun ilan edildiği salonda, “AK Parti’yi millet kurdu. Tabelasını biz astık” demişti.
Dünkü konuşmasında da “14 Ağustos 2001’de biz o güne kadar dalga dalga büyüyen bir gönül hareketinin sadece tabelasını astık” diye konuştu.
AK Parti dün 23’üncü kuruluş yıldönümünü kutladı. Gazze’deki katliam nedeniyle sade bir kutlama töreni yapıldı. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında önemli mesajlar verdi.
NELER YAPILDI?
AK Parti, Türk siyasetinde bazı ilklerin partisi oldu.
1- 22 yıl iktidarda kalarak Türk siyasetinde bir rekora imza attı.
2- AK Parti’nin içinden 2 Cumhurbaşkanı, 4 Başbakan ve çok sayıda bakan çıktı.
3- AK Parti sistemi değiştiren bir parti oldu. Parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi›ne geçtik.
4- Darbelerin devirdiği hükümetlerden, darbeleri püskürten lider dönemine geçildi. Erdoğan, 15 Temmuz’da milletimizin desteğiyle darbeyi püskürttü.
5- Türkiye tarihinde ilk kez darbeciler yargılandı. 12 Eylül, 28 Şubat ve 15 Temmuz darbecileri yargılanarak hak ettikleri cezalara çarptırıldılar.
6- Askeri vesayeti geriletti. Halkı sistemin öznesi haline getirdi.
7- Başörtüsü yasağını kaldırdı. Kamuda başörtüsü serbestisi getirdi.
8- Kürtçenin önündeki yasakları kaldırdı.
9- Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra ilk kez PKK ve DEAŞ’la mücadele için Fırat Kalkanı, Barış Pınarı ve Zeytin Dalı harekâtları gerçekleştirildi.
10- Ayasofya’yı açtı.
SEZAİ KARAKOÇ
AK Parti, 23’üncü yılına ilk kez ikinci parti olarak girdi. Peki AK Parti bundan sonra ne yapacak? Toparlanıp yeniden birinci parti olacak mı? Erdoğan, 2028’de yeniden Cumhurbaşkanı seçilecek mi? AK Parti’nin önünde bu tür yaşamsal sorunlar duruyor. Erdoğan, Sezai Karakoç’tan esinlenerek. “Biz koşu bittikten sonra da koşan atlarız” dedi.
ZAMANIN RUHU
AK Parti’nin en büyük şansı kurucu lideri olan, AK Parti’yi başarıdan başarıya taşıyan liderinin başında olması. O nedenle Erdoğan, AK Parti’yi buradan çıkarıp, yeniden zaferlere taşıyacak lider olarak görülüyor. Erdoğan kafasını kuma gömen bir lider değil. Zamanın ruhunu iyi okuyor.
YENİ DÖNEMİN RUHU
Konuşmasının en çarpıcı bölümlerinden biri burasıydı.
“’Zamanın ruhu’ toplumu dönüştürürken; siyasal alanı yeni baştan tanımlamakta, alışılagelmiş siyaset tarzlarını da değişime zorlamaktadır. Dünyanın ve ülkemizin şartları, ihtiyaçları, imkanları değiştikçe, biz de buna uygun politikalar geliştirmek mecburiyetindeyiz. Bundan 23 sene evvel halktan yükselen değişim dalgasının ürünü olarak siyaset sahnesine çıkan AK Parti’nin, yeni dönemin ruhunu ıskalaması tabii ki düşünülemez” dedi.
Peki değişimin merkezi ne olacak?
Erdoğan, “AK Parti’nin en önemli özelliği toplumu doğru analiz etmesi; değişimi, yenilenmeyi, kendini yeni durumlara adapte etmeyi başarmasıdır. Bu anlayışla özeleştirimizi samimiyetle yapıyor; nerede eksiğimiz varsa, hiçbir komplekse kapılmadan üzerine cesaretle gidiyoruz. Önümüzdeki aylarda başlatacağımız Büyük Kongre sürecimizi sadece bir ‘vitrin yenilenmesi’ olarak değil, milletimizin bizden beklediği kapsamlı değişimin ana zemini olarak görüyoruz” diye konuştu.
YORULANLAR YOLUMUZDAN ÇEKİLSİN
Erdoğan, seçimlerden hemen sonra güçlü bir değişimin işaretini vermişti. Ama hemen değil, kendi belirlediği bir zamanda değişimi işaret etmişti. Dün de “yorulanlar, yolumuzdan çekilsin” dedi.
“Burada iki hususun altını özellikle çizmek durumundayım:
Kendini yorulmuş hisseden varsa, bitkin hisseden varsa, onlardan kenara çekilip biraz soluklanmalarını istiyoruz.
Heyecanını kaybedenler, millete hizmetin önünde engel olmamalıdır” diye konuştu.
Erdoğan konuşmasında tabanın beklediği mesajları verdi.
“Milletin ve ümmetin umudunu heder edenlere hoşgörü göstermeyiz, gözünün yaşına da bakmayız. Yenilenerek, güçlenerek, tazelenerek ilerlerken, kimsenin bize ayak bağı olmasına müsaade etmeyiz” dedi.
Şimdi sıra icraatta.
BAŞARI SÖZÜ
Erdoğan, yerel seçimler nedeniyle moral bozukluğu yaşayan AK Parti tabanına umut verdi. Yeni zaferlerin müjdesini verdiği bir konuşma yaptı. Bu bir hayal değil. Erdoğan, her defasında ipi birincilikle göğüsleyen bir siyaset maratoncusu oldu.
“İnşallah, 2028 seçimlerinde de milletimiz, gayretimizi, samimiyetimizi, tecrübemizi takdir edecek hem o seçimde hem sonrasında emaneti yine bizlerin ehil ellerine teslim edecektir” diye konuştu.
AÇIK KAPI SİYASETİ
AK Parti’nin kuruluş yıldönümünde milletvekili ve belediye başkanı seviyesinde katılımlar oldu. Ama daha önemlisi Erdoğan, “Açık kapı siyaseti”nin işaretini verdi.
“Türkiye için hayal kuran, Türkiye için çalışan, üreten, koşturan; Türkiye için dertlenen herkese AK Parti çatısı altında yer vardır. Millete hizmete talip olan, AK Parti’nin değerlerini benimseyen herkese kapımız sonuna kadar açıktır, inşallah bundan sonra da açık kalacaktır” dedi.
Erdoğan bu kapıyı açtıktan sonra, İYİ Parti, Gelecek Partisi, Yeniden Refah Partisi ve DEVA Partisi’nden katılımlar devam eder. Ama burada şaibeli isimlere dikkat edilmesi lazım. Onlar gittiği yerleri kirletirler.
NORMALLEŞMEYE VURGU
Erdoğan, Özgür Özel ile başlattığı “normalleşme” süreci kazaya uğrayınca, “AK Parti olarak biz normalleşme sürecini sürdürmeye kararlıyız” demişti. Türkiye’nin normalleşmeye ihtiyacı var. Ama normalleşme, CHP olmadan olmuyor. O nedenle, öncelikle CHP’nin normalleşmesine ihtiyaç var. Erdoğan, “Bizim temennimiz; CHP’nin milletin değerleriyle barışması, milli iradeye teslim olması, demokrasiyi içselleştirmesi, yani normalleşmesidir” diye buna vurgu yaptı.
Hz. Mevlâna, “Dünle beraber gitti cancağızım. Yeni şeyler söylemek lazım” demişti. Değişmeyen tek şey değişimin ta kendisi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da, “Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı sınamalar yeni bir siyaset diline, yeni bir siyaset tarzına ihtiyacı had safhaya çıkarmıştır” dedi.
BAYRAĞIMIZA GÖZ DİKEN
Son dönemlerde kutsal değerlerimize yönelik saldırılar arttı. Bunu artık bir güvenlik meselesi olarak göremeyiz. Bunun başka bir anlamı var. Cumhurbaşkanı Erdoğan şimdiye kadarki konuşmalarından farklı olarak bu konuda yeni bir tavır ortaya koydu.
“Ezana, bayrağa, camiye, Kur’an’a, cami cemaatine, kutsal değerlerimize saldırmayı aklının ucundan geçirenin gözünün yaşına bakmayız. Açık söylüyorum; ezanla, bayrakla, camiyle, cami cemaatiyle derdi olan, bu değerlere husumet besleyen bu milletin evladı değildir, bu milletin düşmanıdır, Türk’ün düşmanıdır ve en küçük müsamaha göstermeyiz” dedi.
Yeni bir durum. Yeni bir tavır. Yeni bir siyaset.
Paylaş